Moğolistan'daki
Türk Anıtları
Türkler Avrasya coğrafyasında
tarih boyunca çok geniş sahalara, uçsuz bucaksız topraklara özgürce
yayıldılar. Arkeolojik, filolojik ve antropolojik açıdan son derece
kıymetli eserleri barındıran Moğolistan ise bu geniş coğrafyada ayrı
bir öneme sahip. Türk dili, tarihi ve kültürünün en önemli kaynağı
ve eski belgeleri sayılan Türk anıtları Moğolistan'da en çok Orhun,
Tola, Ongin ve Selenge ırmakları havzasında bulunuyor. Bu anıtlar
grubu içinde en önemlileri ise hiç şüphesiz Kül Tegin, Bilge Kağan
ve Tonyukuk anıtları. Türk dilinin bilinen en eski yazılı
belgeleri olan Bilge Kağan ve Kül Tegin yazıtları genellikle Orhun
Yazıtları adı ile anılıyor. Bunun nedeni yazıtların Orta
Moğolistan'da, Orhun Irmağı'nın eski yatağı yakınına dikilmiş
olmaları. Tonyukuk Yazıtı ise Orhun Yazıtları'ndan çok daha doğuda,
Moğolistan'ın başkenti Ulan Bator'un (Ulaanbaatar) 50 kilometre
kadar güney-batısında, Nalayh kenti ile Tola Irmağı'nın sağ kıyısı
arasında, Bayn Tsokto denilen yerde bulunuyor.İsveçli Philipp Johann
Von Strahlenberg bu Türk yazıtlarını ilk defa Batı'da tanıtan
biliminsanı olarak tanınıyor. Strahlenberg'in eserinde verdiği
bilgiler çok sayıda araştırmacının dikkatinin Asya bozkırlarına
çekilmesinde etkili olur. |
|

|
Nikolay
Mihayloviç Yadrintsev 1889 yılında, Kuzey Moğolistan'da Orhun Nehri
civarında, Khoso Tsaydam mahalli yakınlarında çok gösterişli ve
yüzleri yazılı iki yeni anıtı keşfeder. Bunlar, sonradan anlaşıldığı
üzere, Kül Tegin ve Bilge Kağan'a ait olanlardır. Ancak, yazıları
çözme şerefi Kopenhag Üniversitesi Karşılaştırmalı Filoloji
Profesörü Wilhelm Thomsen'e nasip olur. Thomsen yazıtları çözmekle
uğraşırken, Rus biliminsanı Radloff da Kül Tegin ve Bilge Kağan
yazıtlarıyla ilgili çalışmalar yapar. Bilge Kağan'ın küçük oğlu
Tengri Kağan tarafından 735 yılında diktirilen Bilge Kağan Yazıtı,
bugün dört kırık parça halinde bulunuyor. Bu yazıtta konuşan ve
olayları anlatan Bilge Kağan'dır. Bilge Kağan Yazıtı'na nispeten
daha sağlam kalmış olan Kül Tegin Yazıtı, Bilge Kağan'ın küçük
kardeşi Kül Tegin adına 732 yılında diktirilmiştir. Bugün hâlâ
ayakta duran yazıt, korunmaya alınmış halde açık arazide bulunuyor.
Bilge Kağan ve Kül Tegin anıtları arasındaki mesafe ise 1 kilometre.
Dört cepheli iki ayrı yazıttan oluşan Tonyukuk Yazıtı'nın büyük
ihtimalle 720-725 yılları arasında yazılıp dikildiği sanılıyor.
Yazıtta olaylar Bilge Tonyukuk'un ağzından anlatıldığına göre metnin
yazarı da kendisidir. |
Kül Tegin ve Bilge
Kağan yazıtlarında ise konuşan ve olayları anlatan kişi Bilge
Kağan olduğuna göre bunların yazarı da o olmalı. Orhun
Yazıtları, Türklerin dillerini yazmak için kullandıkları en
eski alfabe ile yazılı. Türkoloji literatüründe genellikle
eski Türk runik yazısı olarak anılan bu alfabe daha çok taş,
mermer vb. gibi sert cisimler üzerine yazmaya elverişli
harflerden oluşuyor. Bu yazıya "runik" sıfatının verilmesinin
nedeni harflerinin eski İskandinav yazıtlarında kullanılmış
olan ve genellikle "runik alfabe" diye adlandırılan yazının
harflerine çok benzer olması. |

|
 |
Eski Türk runik
yazısı, Sami kökenli bütün yazılar gibi sağdan sola
yazılıyor. Göktürk Yazıtları, Göktürk Kağanlığı'nın birinci
elden, yani Bilge Kağan ile devlet adamı Tonyukuk tarafından
yazılmış askeri tarihi gibidir. Kül Tegin ve Bilge Kağan
yazıtlarında dünyanın ve insanoğlunun yaratılışına bir cümle
ile değinildikten ve Birinci Kağanlık'ın tarihi genel
çizgileri ile kısaca özetlendikten sonra İkinci Kağanlık'ın
kuruluştan Kül Tegin'in 731'de ölümüne kadarki siyasi ve
askeri tarihi ayrıntıları ile anlatılır. Tonyukuk'un yazıtında
ise daha çok İlteriş Kağan ile Bilge Kağan'ın amcası Kapgan
Kağan'ın başarıları ve Tonyukuk'un hizmetleri
anlatılır. 1995 yılında temeli atılan "Moğolistan'daki Türk
Anıtları Projesi" kapsamında, Türk-Moğol Bilim heyeti
tarafından bugüne değin gerçekleştirilen yüzey araştırmaları
ile epigrafik, topografik, fotogrametrik tespitler ve
arkeolojik kazılar sonucunda ulaşılan bilgiler, Türk kültür ve
medeniyetine ışık tutacak bir niteliğe sahip. Bu yılki proje
faaliyetlerinin ağırlıklı olarak gerçekleştirildiği yer ise
Bilge Kağan ve Kül Tegin yazıtlarının bulunduğu Orhun
Vadisi.
Zira bölge araştırması daha uzun yıllar
sürecek zengin arkeolojik buluntular barındırıyor. Projenin
daha sonraki aşamalarında, başta Tonyukuk Yazıtı olmak üzere
diğer Türk eserlerinin de ele alınması, abidelerin içinde
bulunduğu külliyelerin aslına uygun şekilde restore edilmesi
planlanıyor. |
Restorasyon işlemlerinin
tamamlanması sonucunda, bölgenin bir turizm merkezi haline
getirilmesi öngörülüyor. Ülkemizin
tarihi açısından olduğu kadar prestiji açısından da büyük önem
taşıyan Moğolistan'daki Türk Anıtları Projesi, Türk İşbirliği ve
Kalkınma Ajansı (TİKA) Başkanlığı tarafından yürütülüyor. Bilim
çevreleri tarafından bugüne kadar Göktürk Anıtları hakkında yapılan
çalışmalar, yalnızca dil ve yazı incelenmesinden ibaretti. Kültürel
alanda, ülkemizden 10 bin kilometre uzakta gerçekleştirilen en
kapsamlı proje olma özelliğini taşıyan Moğolistan'daki Türk Anıtları
Projesi sayesinde ise anıt ve mezar külliyelerinin sanat yönünü ve
arkeolojisini değerlendirme imkânı da bulundu. Aşamaları UNESCO ve
pek çok ülkeden biliminsanı tarafından da takip edilen projenin,
gelecekte de bu konuda bilimsel araştırmalar yapacak olan nesillere
yeni ufuklar açacağı kuşku götürmez.
* Dr. Öner
Kabasakal, Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansı
Başkanı. | |
| |